Dünyanın ilk metro hattı 1890'da Londra'da faaliyete geçti. Bugün metro, trafik sıkışıklığını atlayarak büyük metropol alanlarının uçtan uca hareket etmesini sağlayan tanıdık, kullanışlı ve ucuz bir ulaşım aracı haline geldi.
Doğru, her metro yolcular için basit ve anlaşılır değildir. Bazen dalların, istasyonların ve hareket yönlerinin inceliklerini anlamak çok zordur. İlk 5'imiz şunları içerir: dünyadaki en kafa karıştırıcı metrolar.
5. Paris Metrosu
En eskilerden biri ve en güzel metro dünyanın birçok numaralı çizgisi vardır. Sayıları karıştırmamak, zamanında transfer yapmamak ve pasajlarda kaybolmamak için son derece dikkatli olmalısınız.
Ek olarak, bazı hatların ek zorluklar yaratan birkaç dalı vardır.
4. Berlin yeraltı
Alman başkentindeki metronun özelliği, oradaki ana hatların her birinin birçok şubesi olmasıdır. Trenler aynı platformdan birçok farklı yönden kalkar, bu nedenle kaybolmak kolaydır.
Ancak, Berlin yetkilileri her istasyona elektronik bilgi panoları yerleştirerek riski en aza indiriyor.
3. Tokyo Metrosu
İlk bakışta bu metronun yerleşimini anlamak imkansız. Aslında, her şey mantıklı ve çok pragmatik bir şekilde inşa edilmiştir. Her hattın kendi rengi vardır ve her yerdeki istasyonlarda İngilizce dublajlı tabelalar vardır. Başkentin metrosu uyumlu bir şekilde banliyö demiryollarına akıyor.
2. New York metrosu
Bu metro, toplam hat uzunluğu bakımından dünyanın en büyüğüdür. Metro operasyonunun tüm prensiplerini anlamak kolay değil - haritada 29 hat ve 25 rota var. Güzergahlar harf ve rakamlarla işaretlenir ve hatlar adlandırılır. Tren rotaları günün saatine ve haftanın gününe göre değişebilir.
New York metrosunda turistlerin çoğu kez kafası karıştığı için, her istasyonda, telefonla sevk memurundan seçilen rota hakkında ücretsiz olarak kapsamlı bir danışmanlık alabileceğiniz özel bir bilgi noktası vardır.
1. Londra Metrosu
Sadece turistler değil, aynı zamanda Britanya başkentinin sakinleri de dünyanın en eski metrosunun inceliklerini sık sık karıştırıyor. Zorluk, her şeyden önce, trenlerin aynı hat üzerinde farklı yönlerde çalışabilmesinde yatıyor. Bu yüzden, alışkın olduğumuz mantık çoğu zaman işe yaramıyor - herhangi bir platformun karşı tarafına giderseniz, o zaman tren yolcuyu önceki istasyona geri döndürmeyecektir.